Translate

13 Eylül 2010 Pazartesi

Rûya / Halil Cibran

Desen: Halil Cibran
Gece olup da uyku, örtüsünü yeryüzünün yüzüne attığında yatağımı terkettim, kendi kendime; "Deniz uyumaz. Denizin uyanıklığında uyumayan bir ruh için teselli elbet bulunur" diyerek denize doğru yürüdüm.
Kıyıya ulaştım; bulutlar dağların üstlerinden inmiş, o bölgelerin tıpkı ipek bir örtünün güzel bir kızın yüzünü süslediği gibi bürümüştü. Dalgaların ordularına dalarak, onların coşkulu karşılayışlarına kulak kesilerek, arkalarında bulunan sonsuz güçleri, o fırtınalarla birlikte koşturan, yanardağlarla birlekte ayaklanan, çiçeklerin ağızlarıyla gülümseyen, derelerle birlikte şarkı söyleyen güçleri düşünerek uyudum..
Bir süre sonra döndüğümde bir de ne göreyim, yakındaki kayalığın üstünde oturan, bulutların örtüsünün hemen hemen örttüğü üç hayalet... Sanki varlıklarında, irademi zorlayarak bana asılan bir çekim varmışçasına yavaşça onlara doğru ilerledim.
Onlardan sadece bir kaç adım uzaktayken, o yerde bendeki azmi donduran, ruhumdaki hayali uyandıran bir büyü varmışçasına onlara gözlerimi dikerek durdum.
O dakikada üç hayaletten teki kalktı, denizin derinliğinden geldiğini sandığım bir sesle: "Aşksız hayat, çiçeksiz ve meyvesiz bir ağaç gibidir. Güzellik olmaksızın aşk kokusuz çiçekler, çekirdeksiz meyveler gibidir... Hayat, aşk ve güzellik... Çarpıtma ve ayrılık kabul etmeyen, bağımsız, sınırsız bir tek cevherin üç esasıdır." dedi ve yerine oturdu.
Sonra ikinci hayalet ayağa kalktı, gazlı suların kaynayışına benzer bir sesle şöyle dedi: "Başkaldırısız bir hayat, ilkbahari olmayan mevsimler gibidir. Haksız başkaldırı kurak ve çorak bir çöldeki bahar gibidir. Hayat, başkaldırı ve hak... Ayrılık ve çarpıtma kabul etmeyen bir tek cevherin üç esasıdır."
Sonra üçüncü hayalet ayağa kalktı, gök gürültüsüne benzyen bir sesle: "Hürriyetsiz hayat ruhsuz beden gibidir... Hayat, hürriyet ve fikir... Yok olmayan ve yıkılmayan ezeli bir tek cevherin üç esasıdır" dedi.
Sonra üç hayalet durdu, korku salan sesleriyle beraberce: "Aşk ve onun doğurduğu, başkaldırı ve onon vücut verdiği, hürriyet ve onun geliştirdiği, Allah'ın görünümlerinden üç görünümdür. allah alemin sırrıdır" dediler.
O esnada sessizlik, görünmeyen kanatların çırpınışlarıyla, hava'msı bedenlerin titreyişleriyle doldu. Gözlerimi duyduğum sözlerin yankısına kulak kesilerek kapadım. Onları açıp ikinci kez baktığımda ise sis elbisesini kuşanmış denizden başka bir şey görmedim. O üç hayaletin oturuyor olduğu kayaya yaklaştım; sadece gökyüzüne doğru yükselen buhar sütunlarını gördüm.